Navigation

: Diyanet-sen / İletişim



CUMA HUTBESİ

İLİ : MERSİN

AY-YIL : KASIM-2008

TARİH : 14.11.2008

 

 

 

 

HACCIN BİZE KAZANDIRDIKLARI

 

Muhterem Mü’minler!

 

Hac, İslam dininin beş temel esasından biridir. Hicretin 9. Yılında farz kılınmıştır. Hem mali hem de bedeni bir ibadettir. Bu ibadet, ergenlik çağına gelmiş, akıllı, sağlıklı hür ve gücü yeten her Müslüman’a farzdır. Allahü Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de: “Gitmeye gücü yetenlerin Kâbeyi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.”[] buyurmaktadır.

İnancımızın hayata yansıması olan ibadetlerimiz yüce Allah ile aramızdaki en sağlam bağdır. Mü’minlerin gayesi, Allah’ın rızasına ermektir. Onları bu gayeye ulaştıracak amellerden biri de hac ibadetidir. Hayatında bir kez hacca gidebilen Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurdular: “Makbul haccın bir tek karşılığı varıdır, o da cennettir”[]

Aziz Mü’minler!

 

Hac, baştan sona sembollerle dolu bir ibadettir. Beytullah’ın etrafında dönmek, Safa-Merve arasında koşmak, Mina’da şeytan taşlamak, Arafat’ta konaklamak bu sembollerin bir kısmı ve görünen yüzüdür. Şayet bizler hac ibadeti esnasında, söz konusu hareketlerin dış görünüşüne takılır, ruhumuzla tavaf ve sa’y edemez, gönlümüzle vakfeye duramaz ve şeytanı taşlayamazsak, kazancımız; yorucu bir seyahatten öteye geçemeyecektir.

 

 Değerli Mü’minler!

Hac ibadeti, içimizdeki ve dışımızdaki tüm benliklerden arınarak tam bir teslimiyet içinde Allah’a yönelip, “kendimizi yeniden tanıma ve tanımlamanın” adıdır.

Hacca niyet ederken, önce bu dünyadaki malın, mülkün, makamın simgesi durumundaki elbiselerimizi çıkarıp, bunun yerine, kefene benzeyen ihramı giyeriz.

 

Bu hal içindeyken, duygu ve düşüncelerimizin bir ucu, geçen zaman içindeki olumsuzlukları bir bir gözümüzün önüne serip, kendimizi esaslı bir tanıma hali elde etmemizi sağlarken, diğer yandan da bundan sonraki hayatımızda nasıl olmamız gerektiğinin tanımlamasını yapmaya başlarız.

Bundan itibaren Kâbe’yi tavafta, Safa ve Merve’yi sa’yda, Arafatta vakfede, Mina’da şeytan taşlamada bu semboller, bize kendi dillerince bir şeyler sorup cevaplar alarak, kendimizi hep yeniden bir “tanıma ve tanımlamayla” karşı karşıya bırakırlar.

 

Değerli Mü’minler!

 

Tavaf; Kâbe etrafında aşkla şevkle yedi defa dönmektir. Tavaftan sonra kişi, Safa ve Merve arasında telaşla koşarak İsmail’ine su arayan Hacer misali, hatalarını ve kusurlarını temizleyecektir. Bir yudum mağfiret suyu için koşacak ve yine o suyun ilk damlalarını gözlerinden zemzem billurları gibi boşalan mâsiyet damlalarında bulacaktır.

Arafat vakfesinde hacıların dikişsiz bembeyaz ihramlar içinde durması, aynı zamanda mahşer gününün bir örneğidir. Bu manzara ömür boyu insana ölümü ve dirilmeyi hatırlatır, Mina’da Kurban kesmekle nefsimizi kötülüklerden arındırır, şeytan taşlamakla da aklımızdan ve gönlümüzden kötü düşünceleri atarız.

 

 

 

Hazırlayan :

Unvanı :

 

Gülnar/ MERSİN
Müezzin Kayyım
Ahmet TÜRE

 

tüm 27876 ziyaretçi (57555 klik) kişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol